OSD’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na
Yeniden Cengiz Eroldu Seçildi!
Kuruluşundan bu yana yarım asrı geride bırakan Türkiye otomotiv sektörünün en köklü çatı kuruluşu Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 49’uncu Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Genel Kurul’da 2022 yılında derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Cengiz Eroldu yeniden Başkan olarak seçildi. Eroldu, “Bu sene OSD’nin kuruluşunun 50. yılını kutluyoruz. Cumhuriyet tarihimizin yarısında var olan Derneğimiz, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de ülkemizdeki otomotiv eko-sisteminin geliştirilmesi için çalışmalarını sürdürecek” açıklamasında bulundu.
Türkiye otomotiv sanayisine yön veren 13 büyük üyesiyle sektörün en köklü çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 49’uncu Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. OSD’nin yeni döneminde Başkanlık görevine Cengiz Eroldu yeniden seçilirken, Başkan Vekili Süer İsmail Sülün, Başkan Yardımcıları Erdoğan Şahin, İbrahim Aykut Özüner, Hüseyin Kaan Özkan ve Muhasip Üye Yusuf Tuğrul Arıkan oldu. OSD Yönetim Kurulunda yer alan diğer üyeler ise Güven Özyurt, Mehmet İzzet Kalaycı, Yavuz Barbaros Yıldırım, Okan Baş, Mehmet Şermet, Ahmet Serdar Görgüç ve Tolga Kaan Doğancıoğlu oldu.
Genel Kurul’da yaptığı açıklamada, Cumhuriyet tarihinin yarısında var olan OSD’nin bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de ülkemizdeki otomotiv eko-sisteminin geliştirilmesi için çalışmalarını sürdüreceğini ifade eden Cengiz Eroldu, “Ülkemizin ihracat lideri sanayi kolu olan otomotiv sanayi, ihracat geliri, istihdam, vergi geliri gibi birçok direkt ekonomik katkısının yanı sıra ülkemizde teknolojik ve sosyal gelişime de öncülük ediyor. Ülkemizin ekonomik gelişiminde kritik role sahip olan otomotiv sanayiinin sağladığı katkıyı geliştirilmek için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
Türk otomotiv sanayiinin bugünkü konumunu değerlendiren Cengiz Eroldu, “Ülkemizde geçmişi 1950’li yıllara dayanan otomotiv sanayi, gerek yabancı ortaklıklar gerekse yüzde yüz yerel sermaye yatırımları ile zaman içerisinde gelişerek bugünkü küresel oyuncu konumuna ulaşmıştı. Bugün geldiği noktada; 2 milyon adet üzerinde araç üretim kapasitesine ulaşan otomotiv sanayi Avrupa Birliği ülkeleri arasında 4. dünyada 13. en büyük üretici konumunda. Ticari araç üretiminde ise Avrupa Birliği ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Nitelikli iş gücü ile istihdama ve ülkemizin teknolojik ve toplumsal gelişimine katkı sağlıyor. Sadece ana sanayi son 10 yılda yaklaşık 10 milyar Doları aşan yatırımları ile hem kapasite artışı sağladı hem de yeni model üretimlerini hayata geçirdi. Yeni yatırımlar açıklanmaya devam ediyor. Otomotiv sanayi ülkemiz ihracatının lider sanayi kolu olarak toplam ihracatımızın %16’sını oluşturan 35,7 milyar Dolarlık ihracat geliri ile ekonomiye sağladığı katkıyı sürdürüyor” dedi.
Sanayi rekabetçiliğinin korunması için iş birlikleri çok önemli hale geldi!
Değişen ticaret ortamı ve otomotiv sektöründeki yeni dinamiklere dikkat çeken Eroldu, “Her geçen yıl çetinleşen ticaret ortamında rekabetçiliğimizi korumak için kamu yönetimimiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımız ile iş birliklerimizi kuvvetlendirmek artık çok önemli hale geldi. Değişen regülatif zorunluluklar ve yenilenen dış ticaret yaklaşımları ile birlikte otomotiv sanayiinin rekabetçiliğinde artık tedarik zincirinin topyekün dönüşümü belirleyici olacak. IPA III Avrupa Yeşil Mutabakatı için Sivil Toplum Eylemi çağrısı kapsamında hibe desteği almaya hak kazandığımız "Türk Otomotiv Sanayiinin AB Yeşil Mutabakat Hedeflerini Gerçekleştirmesi Projesi" kapsamında AB Yeşil Mutabakat hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için otomotiv eko-sisteminin ve Derneğimizin yapısının kuvvetlendirilmesi yönünde çalışmalarımıza bu yıl daha da hız kazandıracağız” açıklamasında bulundu.
Üretim rekabetçiliği için stratejik bakış açısı ve uzun soluklu programlar önem taşıyor.
Otomotiv sanayiinin uzun dönemli stratejiler üzerine çalışmalarını inşa ettiğine dikkat çeken Eroldu, “Mevcut yatırımların korunması ve yenilerinin çekilebilmesi için ihracat ve iç pazara yönelik üretim rekabetçiliğinin korunması önem taşıyor. Bunun için de stratejik bir bakış açısı ve uzun soluklu programlar oluşturmamız ve bu programları hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu süreçte sektörel STK’ların en önemli görevi küresel sektörel dinamikleri yakinen takip ederek, nitelikli bilgiyi oluşturmak ve kamu yönetimine ışık tutabilmek. OSD bu alanda farkındalığı çok yüksek bir STK. Yeni dönemde de aynı bakış açısı ile çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.